İstanbul kırsalında bitki zararlısı haziran böcekleri gittikçe artıyor
Kumsal humuslu toprakları tercih ettiğinden Şile, Çatalca ve Silivri gibi ilçelerdeki fidanlıklarda, bağ ve bahçelerde sıklıkla görülen bu türle mücadelede, böceğin ekosisteme yararları nedeniyle kimyasal yöntemlerin tercih edilmemesi gerekiyor- İstanbul
İSTANBUL (AA) - HANDENUR ÖZDEMİR - İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Orman Entomolojisi ve Koruma Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamit Ayberk, son yıllarda İstanbul'un kırsalında artış gösteren haziran böceğinin insanı ısırmadığını ancak bitkilere zarar verdiğinden bu türle doğal yöntemlerle mücadele edilmesi gerektiğini bildirdi.
Doç. Dr. Ayberk, AA muhabirine, haziran böceklerinin çeşitli meyve fidanı ve ağaçları ile asmaların köklerine zarar verdiğini söyledi.
Uçarken çıkardığı sesten dolayı böceğin halk arasında "doz doz" olarak bilindiğini ifade eden Ayberk, bunun, gübre böcekleri familyasında yer aldığını belirtti.
Ayberk, haziran böceklerinin, kumsal humuslu toprakları tercih etmesi nedeniyle son yıllarda İstanbul'un kırsal ve zirai alanların bulunduğu Şile, Çatalca ve Silivri gibi ilçelerindeki fidanlıklarda, bağ ve bahçelerde daha çok gözlemlenebildiğini dile getirdi.
Böceğin dişilerinin, erkeklerinden kolayca ayrılabildiğini anlatan Ayberk, şöyle devam etti:
"Dişileri aşağı yukarı 4 santimetre civarında oluyor, antenleri erkeklere nazaran daha küçük. Buradan ayırt edilebiliyor. Erkekler 3 santimetre civarında. Fakat antenleri daha belirgin görülüyor ve bir yelpazeyi andırıyor. Dolayısıyla dışarıdan da çok rahat görme şansımız var. En belirgin özelliği ise 'elitra' dediğimiz kanat örtüsü üzerinde. Kanatlarını sağa sola kapakçık gibi açar, oradan zar şeklinde kanatlar çıkar ve o şekilde uçar. Bu 'elitra' dediğimiz kanat örtüsünün üzerinde beyaz lekelenmeleri görüyorsunuz. Renk ise kızıla çalan bir kahverengi üzerine beyaz beyaz benekler halinde. Bunu görme şansımız var. Uçuşları da uğur böcekleri gibidir."
Türün larva halinin çıplak gözle görülme şansının çok az olduğuna değinen Ayberk, böceğin, daha çok ağaç ya da bitkilerin köklerini yediği için önemli bir fidanlık zararlısı olduğunu kaydetti.
- "Kuşlar için yararları yadsınamaz"
Doç. Dr. Ayberk, haziran böceklerinin ekosistem için önemli bir tür olduğuna işaret ederek, "Her bir böcek aslında kuşların da ana gıdalarını, temel besinlerini oluşturur. Böcekler zora girerse ya da popülasyonları azalırsa otomatikman kuşların da sayılarında sıkıntı olur. Dolayısıyla kuşların ana besini olması bakımından yararları yadsınamaz." ifadelerini kullandı.
Bu türün, aynı familyadan mayıs böcekleriyle çok karıştırıldığını anlatan Ayberk, isimlendirmelerin bunların uçma zamanlarına göre yapıldığını söyledi.
Mayıs böceklerinin uçma zamanının mayısta olduğunu dile getiren Ayberk, "Ama bu kati surette mayısta olacak anlamında değil. Hazirana da sarkabilir. Haziran böceklerinin ise haziranda başlar. Temmuz sonuna kadar bu süregelen bir işlemdir." bilgisini verdi.
Ayberk, diğerlerinden kanat örtüsüne bakarak ayırt edilebilen haziran böceklerinin, kelebekler gibi özellikle akşam saatlerinde ışığa geldiğini belirtti.
Gece uçan kelebeklerin helezonik vaziyette uçuşup ışıklara yöneldiğine işaret eden Ayberk, şöyle konuştu:
"Haziran böceklerinde de aynı olay var, ışık tarafından cezbedilme. Özellikle beyaz ve kuvvetli bir ışıksa bunu ay ışığı zannedip ışığa bir yönelim göstererek gelirler. Hatta pencerenize konma veya çarpma olayını da görebilirsiniz. İnsanlara herhangi alerjen etkisi yok. Üzerinize gelip konduğu zaman sizi ısıracak ya da zarara uğratacak şeklinde bir şey de yok. Ama tabii ki ses yaptıkları, biraz daha iri ve görülebilir bir böcek olduğu için sesinden dolayı ürkütücü olabiliyor. İnsanımız kesinlikle müsterih olsun. Herhangi bir ısırma ya da alerjen faaliyeti yoktur."
- Çiçekli kokuları seviyorlar
Doç. Dr. Ayberk, tüm böceklerin özellikle çiçekli kokulara geldiğine işaret etti.
Ayberk, bu türlerle mücadelede en etkili yöntemin kimyasal yerine doğaya en uygun kültürel önlemler olduğunu vurguladı.
Amacın böceklerin çoğalmalarını önlemek ve bitkiyi güçlü kılacak faaliyetlerde bulunmak olduğunu dile getiren Ayberk, "Bitkiyi güçlendirmemiz için de gübresini, suyunu tam verebilmemiz, toprak işlemesini zamanında yapmamız lazım. Bunu yaparsak bitkimiz zarara karşı daha dayanıklı hale gelecektir. Dolayısıyla kültürel önlemleri hiçbir şekilde ihmal etmememiz gerekiyor." dedi.
Bu konuda en etkili yöntemlerden birinin özellikle sonbaharda 18-20 santimetre kadar yapılacak toprak işleme olduğunu bildiren Ayberk, "Bu çapa yoluyla veya traktör vasıtasıyla da olabilir. Toprağı o şekilde sürersek, o dönem topraktaki larvalar temmuzdan itibaren görünmekte ve bulunmakta, böylece toprak üzerine çıkan larvaları doğa kendisi halledecektir. Bu da hangi vasıtayla olacaktır? Kuşlar tarafından. Daha görünür hale geldikleri için kuşlar gelip gerekeni yapacaktır." diye konuştu.
- Salatalık larvalar için doğal tuzak
İlaçlamanın son çare olarak düşünülmesi gerektiğini anlatan Ayberk, kültürel müdahaleler veya basit işlemlerle bunun önlenebileceğini söyledi.
Doç. Dr. Ayberk, haziran böceğiyle mücadeleye ilişkin, "Salatalık oldukça etkili bir tuzak bitkisi. Haziran böceklerini de kendisine çeker. Dolayısıyla çeşitli yerlere koyacağımız bu salatalık bitkisiyle birçok larvayı yakalamış ve kurtulmuş olabilirsiniz. İnsanlarımız korkup da zarar verecek diye, sırf çıkardığı seslerden dolayı lütfen onları öldürmesin. Çünkü her böceğin mutlaka ekosisteme bir faydası var. Bu da onların bir dezavantajı olmasın. Ben bunu dilerim." ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Bu haber toplam 82 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.