Bursalı doktorun Nilüfer'deki 10 dönümlük tıbbi aromatik bahçesi doğaseverleri ağırlıyor
Uzman Dr. Dursun Ünal:- "Bu bahçeyi insanların doğayı, bu doğada yetişen güzel bitkileri farkına varması, tanışması ve bunu bal arılarıyla birleştirmek amacıyla kurduk"
BURSA (AA) - ELİF ÖZLEM ÇELİKLER - Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ürololji Uzmanı Dr. Dursun Ünal'ın Nilüfer ilçesinde kurduğu tıbbi aromatik bahçe, şehir hayatından uzaklaşıp şifalı bitkiler arasında rahatlamak isteyen misafirlerine ev sahipliği yapıyor.
İlçeye bağlı Dağyenice Mahallesi'nde 10 dönüm alana kurulu bahçede, yaklaşık 60 çeşit tıbbi aromatik bitki ile Türkiye'de çok fazla üretilmeyen Frenk üzümü, aronya, Bektaşi üzümü ve yaban mersini gibi meyveler de yetişiyor.
Bir kısmı kurutulan ve yağı çıkarılan şifalı bitkiler arasında yer alan lavanta bahçesi arazideki diğer bitkiler arasında dikkat çekiyor.
Uzman Dr. Dursun Ünal, AA muhabirine, Sağlık Bakanlığınca 2014 yılında Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği'nin yayınlandığını ve tamamlayıcı tıp uygulamalarında doktorların yetkili kılındığını hatırlattı.
Daha sonra apiterapi (arı ve arı ürünleriyle yapılan tedavi yöntemi) ve fitoterapi (bitkilerle tedavi) eğitimleri aldığını belirten Ünal, "Burası fitoterapinin mutfağı sayılabilir. Yaklaşık 60 çeşit tıbbi aromatik bitkili bahçemiz bulunmakta. Arılarla bu işi birleştirdik. Avrupa'da 'apiturizm' denilen bir kavram var. Bu, bal arıları, tıbbi aromatik bitkiler ve çiçeklerin bir araya geldiği ekolojik turizmin bir alanıdır. Slovakya özellikle bu konuda liderlik göstermekte. Pek çok kişi bal arılarına ve bu çiçekli ortama yakın olmak için gelmektedir." diye konuştu.
Buraya gelen insanların bir kısmının lavantaların içerisinde fotoğraf çekimi yaptığını anlatan Ünal, şunları kaydetti:
"Doğal ortamda rahatlıyor. Bir kısmı tıbbi aromatik bitkilerin tadına, kokusuna bakıyor. Yetiştirdiğimiz meyvelerin dönemine göre hangisi olmuşsa yiyebiliyor. Ahududu, böğürtlen, yaban mersini, Bektaşi üzümü, Frenk üzümü, çilek gibi pek çok meyve var. Tatlarına bakıyorlar. Tıbbi aromatik bitkilerin kokuları, tatları birbirinden farklı. Hepsinin tabelası var, üzerinde okuyor. Bizden sormak istediği bir şey olursa biz anlatıyoruz. Bu bitkilerin çaylarını içebiliyor veya arzu ederse Türk çayı, kahvesi ikram ediyoruz."
Ünal, alanda tıbbi lavanta, altın otu, kekik, civan perçemi, limon melisa, melisa, zufa otu, karabaş otu, sahlep ve safran gibi çok sayıda bitkinin bulunduğunu, bunların bazılarının kurutulduğunu bazılarının da yağlarının çıkarıldığını anlattı.
- "Apiturizmin küçük bir uygulama alanı"
Bahçenin 7 sene önce kurulduğunu anımsatan Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İlk başladığımızda çok küçük bitkileri dikmiştik, şimdi bu bitkilerden de çelik yapıyoruz. Arzu eden olursa kendi bahçesine ya da balkonuna saksıyla götürüp bu bitkilerle tanışıyor. Severse daha büyük çaplı iş yapabilir. Bu 60 çeşit bitkiden, ekonomik değeri yüksek olan, köylüye, çiftçiye kazanç getirebilecek bitkiler de mevcut. Bizim az da olsa deneyimlediğimiz ürünler var. Bunlar daha geniş kapsamlı yetiştirilirse bir kar amacı da güdülebilir bu işte.
Bu bahçeyi insanların doğayı, bu doğada yetişen güzel bitkilerin farkına varması, tanışması ve bunu bal arılarıyla birleştirmek amacıyla kurduk. Apiturizmin küçük bir uygulama alanıdır ama pek çok kişinin ufkunu açmakta, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği kursları düzenlenmekte ve tıbbi aromatik bitkilerin yanına bal arıları da eklenerek bunu yapacak insanlara masraflarını karşılayacak yollar gösterilmekte denebilir."
Ünal, bahçede bir kabin içinde bulunan 4 kovan üzerine yerleştirilmiş arı yatağı oluşturduklarını, arı sesi dışında giriş olmaması için özel izolasyon kullanılan ahşap kabindeki yatağa uzananların arıların kanat seslerini dinlediğini anlattı.
Bahçeye gelenlerin arı sesinin rahatlatıcı etkisi için oluşturulan arı yatağını da deneyimleyebildiklerini dile getiren Ünal, "Hepimizin bildiği bal dışında polen, propolis, arı sütü, arı ekmeği gibi kıymetli ürünleri var. Bunlarla da bitmiyor. Tedavide veya turizmde kullanılan arı yatağı var. Ukrayna'da özellikle fazlaca kullanmakta. Bizim burada da bu uygulama yapılıyor. Arıların mutlu olduğu, sayılarının çok olduğu bu dönemde yukarıda, üzerinde yatan insanlara verdiği bir enerji var. Yaklaşık 30 dakika kabinde yattığında arıyla bir temas yok. Arı onu sokmuyor. Verdiği enerji, çıkardığı ses ve kovandan gelen hava insanları çok müthiş rahatlatıyor. Bu apiturizmin uygulama alanlarından birisi." ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Bu haber toplam 95 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.