2019 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: (1)- "Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili bütün dijital ve fiziki kabiliyetleri birbiriyle uyumlaştırıyoruz. Birbirlerini görmelerini sağlıyor, aralarında veri transferi, hatta insan gücü ve ekipman transferine bile imkan veren

TBMM (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili bütün dijital ve fiziki kabiliyetleri birbiriyle uyumlaştırıyoruz. Birbirlerini görmelerini sağlıyor, aralarında veri transferi, hatta insan gücü ve ekipman transferine bile imkan veren çoklu bir yönetim modeline geçiyoruz." dedi.

Soylu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığı ve ilgili kurumlarının 2019 bütçesinin sunumunu yaptı.

Konuşmasına kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Soylu, Malazgirt'ten Çanakkale'ye, Dumlupınar'dan 15 Temmuz'a, Kato'dan, Gabar'a, Pülümür'den Silopi'ye, Karadeniz'den Akdeniz'e, Marmara'dan Ege'ye, Kore'den, Bosna'dan, Kıbrıs'a, Afrin'den El-Bab'a, işgal ordularından tüm terör örgütlerine, hırsızından uyuşturucu kaçakçısına kadar aziz milletin bekasına, huzuruna, canına, malına ve namusuna yönelmiş tüm tehditlere karşı mücadele ederken şehit düşenlere Allah'tan rahmet diledi.

Gazileri minnet ve şükranla andığını belirten Soylu, "Onlar bu fedakarlığı yaparken acılarını kalbine gömmüş, her biri birer metanet abidesi olarak ayakta duran, başımızın tacı şehit ve gazi ailelerimizi de sevgi ve saygılarımla selamlıyorum." ifadelerini kullandı.

Değişimin, genellikle umut vadeden ve arzulanan bir kavram olmasına rağmen 21. yüzyıl dünyasında yaşananların, arzulanabilir ve umut vadeden değil, tam tersine rahatsız edici bir değişim olduğunu dile getiren Soylu, Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre dünyada 2000 yılında 21,1 milyon kişi sığınmacı ve mülteci statüsündeyken, bunun 2017 itibarıyla 71,4 milyon kişiye ulaştığına dikkati çekti.

Soylu, 2000 yılında dünyada doğrudan uyuşturucu madde kullanımına bağlı ölümlerin sayısı 118 bin iken, bu rakamın 2016 yılı itibarıyla 318 bine yükseldiğini aktararak, şöyle konuştu:

"Amerika'nın müdahale ettiği yıl olan 2002'de Afganistan'daki haşhaş ekim alanı 17 bin hektardı. Müdahale sonrasında 2017 rakamıyla 328 bin hektara yükselmiş, üretilen afyon miktarı 200 tondan 9 bin tona çıkmıştır. Sadece 2016-2017 arasındaki üretim artışı yüzde 63'tür. Ve 2000 yılında, dünyada terörist saldırılar sebebiyle ölen insanların sayısı 5 binin altındayken, bu rakam 2016 için 25 bin 673 olarak hesaplanmaktadır. Dün PKK'ya 5 bin tır silah yardımı yapanlar, bugün de PKK ile bir gelecek ve petrol pazarlığı içindedir. Avrupa başkentlerinde ise terör alarmları verilmekte, metrolarda ve meydanlarda özel harekatçılar nöbet tutmaktadır. Yıllarca en ölümcül günah saydıkları ırkçılık bugün Avrupa'da doğu toplumları ve İslam üzerinden tarif edilen yeni bir modelle, bir anlamda neo-ırkçılık ve ötekileştirme olarak yükselmektedir. Ve bu rahatsız edici değişimlerin hiçbirinin sebebi Türkiye değildir. Bilakis zarar göreni, deyim yerindeyse mağdurudur."

- "Dünyayı yeni bir savaşa dahil ettiler"

Bütün bu fotoğrafın, Batı'dan dünyaya yayılan bir kaos ve karmaşanın olduğunu gösterdiğini belirten Soylu, "İki dünya savaşı çıkardılar. Şimdi ise dünyayı 'vekaletler savaşı' olarak tanımlanan yeni bir savaşa dahil ettiler. Kendileri bulaşmıyorlar, taşeronlarını çatıştırıyorlar. Özellikle Doğu'yu da bu kaos ve karmaşa planlarının içine çekmek, hatta merkezine almak istiyorlar." dedi.

Ekonomik krizlerini iki dünya savaşıyla aşanların, bugünkü tıkanmışlıklarını da Ortadoğu'daki "vekaletler savaşı"yla aşmak istediğine dikkati çeken Soylu, şunları kaydetti:

"Bu kaosu İsrail'in kuruluşuyla başlattılar, İran-Irak Savaşı ve diğer çatışmalarla zemini düzelttiler, bugün de Suriye iç savaşı, Afganistan müdahalesi, DEAŞ, PKK/YPG gibi araçlarla bunu olgunlaştırmaya ve özellikle bizim tarihi ve coğrafi hinterlandımızda, uzun süreli bir çatışma ve güvensizlik ortamı tesis etmeye çalışıyorlar. Türkiye bu kaosun dışında kalabilmek için siyasal istikrarına, güvenlik istikrarına ve ekonomik istikrarına odaklanmış durumdadır. Bu üçünden asla feragat edemeyiz. Türkiye, hem geçmişten gelen devlet geleneği hem birlikte yaşama, terörle mücadele ve göç gibi konulardaki yüksek tecrübesiyle etrafındaki hadiseleri ciddi bir başarıyla yönetmektedir. Vicdanla, merhametle ama mutlaka demokrasi ve hukuk içerisinde kalarak yönetmektedir. Kimse kusura bakmasın, Paris'te bir terör saldırısı oldu, ordu bir yıl sokaklardan çıkmadı. Terör ve göçe bizim gibi sınır komşusu olsalardı acaba ne yaparlardı, çok merak ediyorum. Demokrasilerinin ve hukuklarının gücünü asıl o zaman görmek isterdim."

İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye'nin demokrasisinin ve hukukunun sürekli test edildiğini dile getirerek, "İddialı bir şey söylemek isterim, bizim göç yönetimimiz, terörle mücadelemiz ve uyuşturucu ile mücadelemiz hem çıktıları açısından hem de demokrasi ve hukuk standartları açısından dünya medeniyetinin yüz akıdır. Türkiye'nin üç istikrar bileşeni noktasındaki sağlam duruşu hem kendi bekası için hem de dünya medeniyeti açısından hayati öneme sahiptir." diye konuştu.

- "DEAŞ'a operasyonlarımız sürmektedir"

Türkiye'nin büyük fırsatlarının bulunduğunu ancak güvenlik noktasında da doğal dezavantajları olduğunu ifade eden Soylu, Türkiye'nin, Suriye ve Afganistan kaynaklı göç dalgasının muhatabı olan Irak-Suriye-İran sınırlarının toplam bin 855 kilometre olduğunu belirtti.

Terör örgütü PKK'nın dışarıdaki kaos ortamından beslenmeye çalıştığını vurgulayan Soylu, şunları söyledi:

"DEAŞ, her ne kadar 2017'den beri yurt içinde eylem yapamıyorsa da hala bir tehdit unsurudur ve operasyonlarımız sürmektedir. Öte yandan uyuşturucu ticaretinin de kara, hava ve denizden en önemli rotalarından birisi üzerindeyiz. Tüm bunlar güvenlik yükümüzü ve maliyetimizi daha da arttırmaktadır. Dolayısıyla ülkemiz ve hükümetimiz değerlendirilirken, başka ülkelerde olmayan bu güvenlik riskleri ve bunların oluşturduğu ekonomik, sosyal ve siyasi maliyetler de göz önüne alınmalıdır. Bu tablo içinde İçişleri Bakanlığı olarak, Türkiye'nin güvenliğini de bütüncül bir yaklaşımla ele aldık. Hem kolluk birimlerimizi hem güvenlikle ilgili bilişim sistemlerimizi hem de sınır güvenlik sistemlerimizi birbiriyle uyumlaştırarak Türkiye'yi 'entegre güvenlik şemsiyesi' olarak tarif edebileceğimiz bir anlayışla korumaya çalışıyoruz."

Bu yapının içinde "entegre sınır yönetimi projesi"nin de bulunduğunu anlatan Soylu, "Fiziki sınır güvenlik sistemlerimiz, modüler beton duvarlar, kamera ve izleme sistemleri, denizlerimizde 340 bin kilometrekarelik alanı kontrol altında tutan SGRS radar güvenlik sistemi, jandarma muhabere sistemlerimizin entegrasyonu, kent güvenlik yönetim sistemlerimizin entegrasyonu var. Yani Türkiye'nin güvenliği ile ilgili bütün dijital ve fiziki kabiliyetleri birbiriyle uyumlaştırıyoruz. Birbirlerini görmelerini sağlıyor, aralarında veri transferi, hatta insan gücü ve ekipman transferine bile imkan veren çoklu bir yönetim modeline geçiyoruz." dedi.

- "5 ana ilke belirledik"

Süleyman Soylu, hem güvenlik riskleri hem de 15 Temmuz sonrasında Jandarma ve Sahil Güvenlik komutanlıklarının İçişleri Bakanlığına bağlanmasının, kendilerini yeni bir yönetime sevk ettiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bu noktada personel, teknoloji ve ekipman kapasitesini artırmak, birimler arasında entegrasyon ve koordinasyonu sağlamak, hizmet kalitesini ve kamu verimliliğini arttırmak, önemli alanlarda ortak politika belgeleri oluşturmak ve sistemi performans ölçme ve değerlendirmeye dayalı olarak izlemek şeklinde özetleyebileceğimiz 5 ana ilke belirledik. İçişleri Bakanlığı olarak yönetim anlayışımızdaki yeni yaklaşım, yeni ve bize ait 'marka projelere' de yansımıştır. Tüm Türkiye'deki acil durumları tek merkezden izleyebilmemize olanak veren GAMER, kadınlarımızın şiddete maruz kalmaları durumunda alarm butonu işlevi gören KADES, personelimizin performans ve verimliliğini takip ettiğimiz İZDES ve PERDİS, uyuşturucu ihbar ve bildirim yazılımı olan UYUMA, yatırımlarımızı güncel ve doğru verilerle takip etmemize yarayan İLYAS, tamamen bakanlığımıza ait yerli ve milli mesajlaşma programı MUHATAP, bir sevgi ve kardeşlik projesi olan 'Biz Anadoluyuz', bürokrasiyi azaltan 'yalınlaştırma', trafikte çocuklarımızla farkındalık oluşturduğumuz 'kırmızı düdük', vatandaşlarımızın valilik müracaatları için kurulan 'açık kapı', tüm Türkiye'deki acil çağrı merkezlerini tek çatı altında toplayan ve uluslararası alanda ödüller alan '112 Acil Çağrı Merkezleri Projesi' bu yeni dönemin ürettiği markalarımızdan sadece birkaçıdır."

Türkiye'nin güvenliğine bütüncül bir anlayışla baktıklarını söyleyen Soylu, "Entegre Sınır Güvenliği" adını verdikleri yeni modelin içinde sınır fiziki güvenlik sistemleri, sınır aydınlatma, sınır güvenlik yolları, deniz sınırları için kısa adı SGRS olan Sahil Gözetleme Radar Sistemi ve AB fonlarıyla gerçekleştirdikleri eğitim ve kapasite arttırımı projelerinin bulunduğunu aktardı.

- "Yerli ve milli bilişim sistemleri"

İçişleri Bakanı Soylu, Suriye ve İran sınırlarında toplam 899 kilometre modüler beton bulunduğunu, Suriye-Hatay sınırında 38 kilometre yüksek güvenlikli çit, Gaziantep tarafında 4 kilometre kafes telin tamamlandığını, kalan kısımların üretim ve planlamasının sürdüğünü dile getirdi.

Termal kamera ve radarlar ile sensör sistemleri de kurduklarını ifade eden Soylu, şöyle konuştu:

"Yüksek güvenlikli sınır gözetleme kulelerinden 7'si tamamlandı, 25'inin de yapımı sürüyor. Şanlıurfa Akçakale sınır hattında 40 kilometrelik bölümde sınır aydınlatması tamamlandı. Iğdır, Ağrı, Ardahan, Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarımızda da planlama ve inşa çalışmalarımız sürüyor. Bu konuda AB ile yürüttüğümüz projelerin toplamı 183,5 milyon avrodur. Sınır güvenlik yolları projemizin de yüzde 76'sı tamamlandı. 2021 yılında Iğdır, Ağrı, Şanlıurfa, Hatay, Van sınırlarımızın tamamı, doğu ve batı sınırlarımızın tamamı karadan ve denizden gözetleyebilecek ve bütün dünyanın da örnek alabileceği AB'nin desteklediği bir projeyi hayata geçiriyoruz. 340 bin kilometrelik SGRS radar sistemi ve orada özellikle kendi kıyılarımızda kurduğumuz kamera ve gözetleme sistemleriyle artık hem Karadeniz, Akdeniz, Ege sınırlarımızın tamamını botlarımız gitmeden, rahat bir şekilde yüksek bir tasarruf imkanı ortaya koyarak denetleyebilme imkanı sağlayacağız. Bu Türkiye'nin büyük bir başarısı. Entegre Sınır Sistemi Yönetimiyle sınırlarımızın tamamında çok üstün bir sınır yönetimi ortaya koyduk. Bunun büyük bölümü bitti, buna ait ödemeler yapıldı. Projenin yüzde 76'sı tamamlandı.

Sahil Güvenlik Komutanlığının SGRS projesi ile sınır güvenlik altyapımıza denizlerimizi de entegre ediyoruz. Bu sistemlerin tüm fazları bittiğinde artık sınırlarımızdan inşallah kuş uçmayacaktır. Güvenlik bilişim sistemlerinin yerli ve milli olmasına ve birbirleriyle entegrasyonlarına ağırlık veriyoruz. Bugüne kadar 125 yazılımı kendi personelimizle, bakanlık bünyesinde ürettik. Kriptolu mesajlaşma programımız olan 'MUHATAP' uygulaması, iletişim güvenliği anlamında bizlere ciddi avantaj sağlamaktadır."

Bir diğer marka projelerinin Güvenlik Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi (GAMER) olduğunu dile getiren Soylu, "81 il valiliğinde bulunan yüksek teknolojili GAMER izleme merkezlerimiz ve bakanlığımızdaki ana merkez yardımıyla, KGYS ve diğer veritabanlarına erişim sayesinde, Türkiye'nin herhangi bir noktasındaki bir güvenlik olayını tek merkezden izleme, tedbirleri yönetme ve sağlıklı bilgi alabilme imkanına ulaşıyoruz." dedi.

(Sürecek)


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri