"Mekke'de düzenlenecek zirvelerin gündemi İran"

"Mekke'de düzenlenecek zirvelerin gündemi İran"

Kahire Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Tarık Fehmi:- "Üç zirve de İran tehditleri ve meydan okumalarıyla mücadele olmak üzere tek ana hedef doğrultusunda gerçekleştirilecek"-"Körfez krizi, ana gündem maddesi olmayacak ve sonuç bildiri

RİYAD (AA) - HÜSEYİN MAHMUD - Körfez bölgesinde İran ile yaşanan gerilimin tırmandığı bir dönemde Suudi Arabistan'ın çağrısı üzerine Mekke şehrinde bugün düzenlenmesi planlanan iki olağanüstü zirvenin ana gündem maddesinin "İran tehditleriyle mücadele" olacağı ancak bir araya gelen İslam dünyası ve Arap ülkeleri liderlerinin, "Yüzyılın Anlaşması planı, Filistin meselesi, Manama Çalıştayı, terörle mücadele" gibi konuları da masaya yatırarak ortak bir tutum arayışına gireceği ifade ediliyor.

Körfez'deki gerilimin üzerine düzenlenmesi planlanan bu olağanüstü zirvelerin ertesi günü, Mekke'de 14'üncü İslam İşbirliği Teşkilatı olağan zirvesinin düzenlenmesi öngörülüyor.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) kara sularında 2'si Suudi Arabistan'a ait 4 ticari kargo gemisinin 12 Mayıs'ta sabotaja uğraması ve 14 Mayıs'ta Suudi Arabistan'daki iki pompa istasyonuna saldırı düzenlenmesinin akabinde Suudi Arabistan Kralı Selman, KİK üyesi ülkeler ile Arap ülkeleri liderlerini, Mekke'de bugün düzenlenmesi beklenen iki olağanüstü zirveye davet etti.

Söz konusu saldırılar üzerine ABD de İran'a gözdağı vermek üzere F-15 ve F-35 uçakları ile bölgede uçuşlar gerçekleştirmişti.

ABD mayıs ayı başlarında da İran'dan gelebilecek tehditlere karşı tedbir amacıyla USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz Grubu ile 4 nükleer kapasiteli B-52 bombardıman uçaklarından oluşan Bombardıman Görev Gücü'nü Basra Körfezi'ne sevk etti.

Uzmanlar, Körfez'deki ABD-İran geriliminin tırmandığı bir dönemde düzenlenecek ikisi olağanüstü, biri olağan üç zirvenin ana gündem maddesinin "İran tehditleriyle mücadele" olduğunu, bunun yanı sıra Yüzyılın Anlaşması planı, Filistin meselesi, Manama Çalıştayı, terörle mücadele" gibi konuların da masaya yatırılacağını Arap ve İslam ülkeleri liderlerinin ortak bir tutum belirlemeye çalışacağını ifade ediyor.

Bazı uzmanlar, Körfez krizinin toplantının ana gündem maddesi olmayacağını öngörürken bazıları ise Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'ye de davet gönderen Kral Selman'ın, Irak, Suriye, Lübnan, Sudan, Cezayir, Libya ve Yemen'e kadar birçok İslam ülkesinin kan ağladığı ve Körfez bölgesinde bölünmelerin yaşandığı bir dönemde Arap dünyası ve Körfezde iç düzeni sağlamak istediğini savunuyor.

- Zirvelerin ana gündem maddesi İran tehditleriyle mücadele

AA muhabirine konuşan Kahire Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Tarık Fehmi, "Üç zirve de İran tehditleri ve meydan okumalarıyla mücadele olmak üzere tek ana hedef doğrultusunda gerçekleştirilecek. Bu bağlamda İslam ve Arap dünyası, mümkün olduğunca harekete geçirilmek isteniyor." dedi.

Suudi Arabistan'ın 2015 yılında terörle mücadele koalisyonu kurarak çok sayıda ülkeyi bir araya toplamayı başardığına işaret eden Fehmi, "Çok sayıda ülke ve liderin bir araya gelmesi, Suudi Arabistan'ın İran tehditlerine karşı uluslararası camiadan, İslam dünyasından ve Arap ülkelerinden destek aldığı mesajını verecek." ifadesini kullandı.

"Zirve, stratejik veya askeri değil ancak siyasi bir ittifakla sonuçlanabilir. Belki yeni bir işbirliği mekanizması ortaya çıkabilir ya da İslam ordusu ittifakının uzantısı da gündeme gelebilir." diyen Fehmi, Arap NATO'su olarak adlandırılan ittifakın şekillenmesine ilişkin ise Mısır'ın çekinceli yaklaşımının bu ittifakın önünde bir engel olduğunu belirtti.

Suudi Arabistan'ın yönünü İslamabad başta olmak üzere İslam dünyasına döndüğüne işaret eden Fehmi, Riyad yönetiminin, Pakistan'ın askeri gücüne güvendiğini, bu bağlamda son dönemde bu çerçevede ziyaretler ile ilişkilerin arttığını söyledi.

Fehmi, Körfez'deki gerilimin gündemin ilk sırasında yerini aldığını, herkesin kartlarını dizayn etme yoluna gittiğini ve zirvede bir araya gelen liderlerin ABD'nin bölgedeki askeri konuşlanmasını masaya yatıracağını dile getirdi.

Fehmi şöyle devam etti:

"Körfez krizi, ana gündem maddesi olmayacak ve sonuç bildirisinde yerini almayacaktır. Filistin meselesi ve Yüzyılın Anlaşması planı ise zirvenin gündeminde olacak. ABD'nin çözüm planıyla muamelede Arap ve İslam ülkelerinin bir vizyon belirlemesi gerekir. Bu üç zirve vesilesiyle bir araya gelen Arap ve İslam ülkeleri, bu kalabalığı fırsat bilerek sorunlarını masaya yatırmalı."

-Körfez ülkeleri savaş istemiyor

Kahire'deki Amerikan Üniversitesi'nden Siyaset Bilimi Profesörü Said Sadık, zirvelerin ana gündem maddesinin İran tehditleri olacağını söyledi.

Toplantılarda İran'a karşı fiili bir ittifak oluşturulması meselesinin görüşüleceğini ancak İran'la herhangi bir savaşa girilmesini öngörmediğini belirten Sadık, "Körfez ülkeleri savaş istemiyor ancak İran içinden bir halk hareketinin patlak vermesi ve rejimin düşmesi için daha fazla ekonomik ve psikolojik baskı yapılması konusu istişare edilecektir." dedi.

Sadık, ABD'nin İsrail-Filistin meselesinin çözümü konusunda öne sürdüğü "Yüzyılın Anlaşması" planı maddelerinin yakında açıklanmasının beklendiğine işaret ederek, Filistin meselesi ve Manama Çalıştayı'nın da bu bağlamda toplantılarda yerini alacağını dile getirdi.

- ABD İran gerginliği

Mısırlı siyasi analist Muhtar el-Gubaşi de 3 zirvenin ana konusunun İran'ın bölgedeki rolünü sınırlandırmanın yolları olduğunu ifade etti.

Zirvelerde ele alınacak diğer konuları, Filistin meselesi, terörle mücadele, Arap NATO'su adı altında Arap askeri gücü oluşturmak şeklinde sıralayan Gubaşi, "Kriz, ABD ile İran arasındaki gerginlikten kaynaklanıyor. Şu an yaşanan da ABD ve İsrail'e hizmet için Arap dünyasını İran ile savaşın içine çekmek." dedi.

Gubaşi, Körfez krizinin KİK zirvesinde güçlü bir şekilde kendini hissettireceğini, Kuveyt ve Umman'ın ara buluculuk rolünün artacağını belirtti.

Suudi Arabistanlı askeri ve strateji uzmanı Ahmed eş-Şehri de Kral Selman'ın, KİK ve Arap Birliği üyesi ülkelerin liderlerine yaptığı olağanüstü zirve çağrılarının, Arap dünyası ve Körfezde iç düzeni sağlamak amacı taşıdığını belirterek, "Körfez, kendi içinde bölünmenin sıkıntısını çekiyor. Irak, Suriye, Lübnan, Sudan, Cezayir, Libya ve Yemen'e kadar birçok Arap ülkesi hala kan ağlıyor." dedi.

Körfez ve Arap camiasına yönelik "varoluşsal tehdit" (İran) karşısında safların birleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Gubaşi, "Körfez ve Arap ülkelerini içine alacak, uluslararası toplumun yardımıyla, bu tehditlerden güvenle sıyrılabilecek bir gemi olmaktan başka çare yok." diye konuştu.




Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 75 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler