Hamdi Ulukaya Jest olsun diye yaparız

Hamdi Ulukaya Jest olsun diye yaparız

Fortune'a göre yeni kurulduktan sonra bir milyar dolar ciroya ulaşma hızında birinci şirket olan yoğurt üreticisi Chobani'nin Türk kurucusu Hamdi Ulukaya The Wall Street Journal Türkiye'ye konuştu.

AYŞEGÜL AKYARLI GÜVEN - WSJ

Fortune'a göre yeni kurulduktan sonra bir milyar dolar ciroya ulaşma hızında birinci şirket olan yoğurt üreticisi Chobani'nin Türk kurucusu Hamdi Ulukaya The Wall Street Journal Türkiye'ye konuştu. Global marka olmak için yerel kalmak gerektiğini ifade den Ulukaya "Sağ ayağın burada olsun, ufkun geniş olsun"diyor. Ulukaya neden Yunan yoğurdu ürettiğini hikayesini de anlattı. "Jest olsun diye Türk yoğurdu üretebiliriz" dedi.

Türkiye'den Amerika'ya gitmeye nasıl karar verdiniz? Neden gittiniz?

Tıkandık aslında biraz. Siyasal bilgiler fakültesindeydim. 2 sene gittim. Oraya gitmek için de çok heveslenmiştim. Ama umduğumu bulamadım. Iş kuracağım ihtimalini o zamanlar düşünemezdim. Ne olacağıma da çok fazla karar vermemiştim ama işadamı olabilir miyim sorusu aklımın ucundan geçmezdi.

/images/stories/date/032414/hot-special-news/032414-sanki-turk-yourdu-yapp-yunan-yourdu-dedik-1.jpg
Peki yoğurt işine girerken Türk yoğurdu diye de başlayabilirdiniz? Neden Yunan yoğurdunu seçtiniz?

Amerika'da pazarın yüzde 70'i Fransızlardaydı. Marketlerde satılan Yunan yoğurdu vardı. Denenmişi vardı. Yunan yoğurdunun tadı damak tatlarına uygundu. Benim de çok hoşuma gitti. Markette insanların beğendiği bir yoğurttu. Biz de işe yeni başlıyorduk. Bütün bunları bir araya koyunda bence mantıklı bir karardı o zaman.

Türkiye'den tepki aldınız mı?

"Neden Yunan yoğurdu dedin de Türk yoğurdu demedin" diye soruyorlar. Sanki Türk yoğurdu yapıp Yunan yoğurdu demişiz gibi. O zaman ne derseniz diyebilirsiniz aslında ama ürünün adı öyleydi. Fransız'ın french fries'ı gibi Yunan yoğurdu. Bir gün Türk yoğurdu da yapabiliriz.

/images/stories/date/032414/hot-special-news/032414-sanki-turk-yourdu-yapp-yunan-yourdu-dedik-2.jpg
Karşılığı var mı sizce Türk yoğurdunun Amerika'da?

Böyle bir terim yok. Ama damak tatlarına uyabilir aslında. Damak tatları değişiyor. Biz yapmayı düşünmüyoruz ama ayran yapan olsa tutacağını düşünürüm mesela. Biz çok yoğunuz yaptığımız işle her tarafa atlamak da iyi bir şey değil bence. Narın tutacağını hiç düşünemezdim Amerika'da, ama tuttu. Fıstık da tuttu. Otantik tatlar ilgi görüyor.

Türkiye'nin marka değerine katkısı nedir? Yunan daha avantajlı mı?

Kesinlikle böyle bir neden yok. Bu ürün adı sadece. Amerikalı bu yoğurdu Türk'ten daha çok seviyor diye bir şey yok. Ürün adı sadece. Alman sosisi gibi. Türklere karşı ne negatif ne aşırı pozitif bir şey yok. Yunanlılara karşı da yok. Ama Yunanistan Amerika'da kendini Akdeniz mutfağında tanıtmış. Çünkü Amerika'da çok fazla Yunan göçmeni var. Bunların çoğu da restoran işinde. Gıdada Yunan'ın bir ismi var. Bizim olabilir mi? Olabilir.

İngiltere'de Yunan yoğurdunu markanızda kullanmanız konusundaki davayı kaybettiğiniz yönünde haberler çıktı? Greek yoğurdu artık kullanamayacak mısınız?

Biz İngiltere'de test yaptık. Ürüne ilgiyi ölçtük. Başarılı da oldu. Bazı Yunan firmaları buna karşı çıktı. Bizim de öyle aşırı bir Avrupa niyetimiz yok zaten. Stratejik kararımız Amerika odaklı. Amerika en iyi pazar ve oranın ikiye üçe katlamadı bekleniyor. Bunu da yapacak en iyi şirket Chobani. Amerika'da markaya ilgili bir sorun yok zaten. Sadece Avrupa için.

Türk yoğurdu ne zaman gelir sizden?

Gelebilir. Jest olsun diye yaparız yani.

Siz Türksünüz. Amerika'da oldukça büyük bir marka yarattınız. Oyda biz Türkiye'de çok fazla global marka çıkartamıyoruz. Bunun nedeni nedir sizce?

Globalde marka olabilmeniz için yerel ögeleri kullanmanız lazım. Yoksa diğerlerinden ne farkınız kalır? Chobani bir Amerikan markası. Bir Yunanistan markası da değil. Biz bir Amerikan şirketiyiz. Vergimizi orada ödüyoruz. Orada sadece ben Türkiyeliyim. Bir New York markasıyız biz. O açıdan yerelim. Benim ögelerimde New York'lu çiftçiler var. Markanın içerisinde var. Türkiye'den bir markanın global olabilmesi için Türkiye'den öğelerin içinde olması lazım. Yerelden uzaklaşma yani. Uzaklaştığın zaman senin New York'taki markadan ne farkın kalır? Mesela modada böyle. Hele gıdada daha çok böyle. Kendin olacaksın. Kendinden uzaklaşmayacaksın. İnsanlara başka diye bakma. Herkes nerede olsa insan. Sağ ayağın burada olsun, ufkun geniş olsun.

Amerika'dan bakınca şu aralar Türkiye nasıl gözüküyor?

Ben Amerika gibi bakamam. Burası memleketimiz. Her tür haberi okuyorum. Takip ediyorum. Hangi seyahat dergisini açsanız en revaçta ülkelerden Türkiye. Buraya ilgi var. O ilgi tarihine kültürüne yiyeceğine. İstanbul mesela. Çok revaçta. Ama bu son haberler iyi değil tabii. Twitter kararı falan. Düzeltilmesi lazım. Bizim gençler iyidir yani. Onlar bloglarla falan düzeltirler onları. Sosyal medya gibi sorunlar olmamalı çünkü dünya değişen bir dünya. Yeni bir jenerasyon var ve bu jenerasyonun dünyaya bakışıyla bir önceki arasında ciddi farklar var.

Türkiye'de yatırım düşünmüyorsunuz. Peki kişisel yatırımınız var mı?

Bir çiftliğim var Van'da o da davalık şimdi. Tigem özelleştirmesi sırasında bir başkası satın almıştı. Ben de ondan satın aldım. Şimdi devlet baraj mı yapmak istiyormuş ne. Onu geri almak istiyor. O nedenle.

Türkiye yatırım yapılması kolay bir ülke mi?

Bilemem. Ben burada yatırım yapmadım. Ama ilgileniyorlar mı diye sorarsanız. Evet acayip ilgileniyorlar. Herkesin aklında var. 10-15 senelik yatırım düşünen herkesin yönetim kurulunda masada Türkiye var. Ben konuşuyorum da biliyorum. Çok iyi arkadaşlarım var. Hepsi aynı şeyi söylüyorlar. Bunun sebebi de insan. Hakikaten insanını seviyorlar. Bazı toplumlar güvenilirdir. Buna çok önem veriyorlar. Dinamik tüketicisine de önem veriyorlar. Türkiye'nin tüketicisi Orta Doğu ve doğuyu da etkiler. Trend yapabilir. Bunlara bakınca önemli tabi. Ama bu son dönemde çıkan sorunlar falan bunlar uzun vadede etkili olmaz. Kısa dönemli dalgalanma yapar.

Türkiye'de devletten hiç destek gördünüz mü?

Yok öyle bir beklentim yok. Kimse beklemesin devletten birşey. Kimse kimseden birşey beklemesin. Girişimci kimseden beklemesin. Ben bu kadar süre içinde kimseden birşey istemedim. Beyaz Saray'a birkaç kez gittim Başkan Obama'nın davetiyle. Ama birşey istemek için değil, anlatmak ve vermek için. Göçmenlikle ilgili destek istediler. Şu an Başkan Obama'nın girişimcilik kurulundayım. Ama bizim ilişkilerimiz bundan dolayı olur. "Yardım et de ben şuraya gireyim" diye olmaz. Kimse devletten birşey beklemesin. Bekleyeceğiniz tek birşey var: Bana köstek olma.

http://www.wsj.com.tr

Bu haber toplam 2126 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler