FSUMMIT'te "Anadolu'da Zeytinyağı ve Mutfak Kültürünün Sürdürülebilirliği" konuşuldu

FSUMMIT'te "Anadolu'da Zeytinyağı ve Mutfak Kültürünün Sürdürülebilirliği" konuşuldu

Bunge Pazarlama ve Ticari Pazarlama Lideri Dr. Pınar Nokay Karabulut:- "Anıt Ağaç, her şeyin korunması adına bir simge Anadolu'da. Anıt ağaçların hem korunması hem tescillenmesi hem hikayelerinin ortaya çıkması en önemlisi de Anadolu coğrafyasındaki harit

ANTALYA (AA) - Türkiye'nin gastronomi turizminde markalaşması için destinasyon çekicilik unsurunun ön plana çıkarılmasına odaklanan "3. Uluslararası Turizm Gastronomisi Yatırımları ve Ağırlama Zirvesi-FSUMMIT" bugün sona erecek.

Nest Convention Center'da gerçekleştirilen zirve kapsamında Ekonomi Gazetesi yazarı Faruk Şüyun'un yönetiminde, "Anadolu Zeytinyağı ve Mutfak Kültürünün Sürdürülebilirliği" başlıklı söyleşi gerçekleştirildi.

Söyleşiye katılan Bunge Pazarlama ve Ticari Pazarlama Lideri Dr. Pınar Nokay Karabulut, zeytin ağaçlarının biyoçeşitliliğin merkezinde olduğunu belirterek, bu kapsamda şef, bilim ekibi, bakanlıklar ve sivil toplum kuruluşlarıyla zeytin ağacına yönelik çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

Karabulut, yapılan çalışmaları kitaplaştırmayı ve yeni nesillere aktarmayı amaçladıklarını vurgulayarak, şunları aktardı:

"Anıt Ağaç, her şeyin korunması adına bir simge Anadolu'da. Anıt ağaçların hem korunması hem tescillenmesi hem hikayelerinin ortaya çıkması en önemlisi de Anadolu coğrafyasındaki haritasının oluşması gerekiyor. Bu tabii basit bir şey değil. Tarihleme, zor ve belki de her sene kendini yenilemesi gereken bir çalışma. Biz birçok üniversiteyle çalışıyoruz. Şimdiye kadar 310 ağaç tespit ettik. Bunların bir kısmı tescillendi, bir kısmı koruma altına alındı. Hikayeleri çıkmaya başladı."

Şimdiye kadar yaklaşık 20 milyon ağacın tarandığını kaydeden Karabulut, "Ayvalık'tan başlayıp, Manisa'nın sonuna kadar tarama yapıldı. Yavaş yavaş doğuya doğru gidiyoruz. Zeytin coğrafyası Güney Doğu Anadolu'dan başlayıp, hilal şeklinde bütün bir hattı saran coğrafya. Buralarda çalışmalarımız devam ediyor, bu haritayı çıkarmak için. Bu bilimsel çalışmalar nihayetinde kitaplara, makalelere, eğitime, modüllere dönüşüyor." ifadelerini kullandı.

- "Yemek kültürü öyle bir taç ki, harita üzerinden silinseniz bile kafanızda kalıyor"

Nahita Mutfak Danışmanı ve şef Ömür Akkor ise Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra herkesin hayatının bir şekilde değiştiğine dikkati çekerek, "Hatay'ın Uzun Çarşı'sını yeniden kurmaya çalışıyoruz. Adıyaman'ın tarhanasını kurtarmaya çalışıyoruz. Yemek kültürü öyle bir taç ki siz bir gün harita üzerinden silinseniz bile kafanızda kalıyor. Mesela Lübnan, 1940'larda harita üzerinden silindiğinde siz Hollywood'da, Fransa'da bir Lübnan lokantasına gidebiliyorsunuz. Yani sizin bir gün toprağınız olmasa dahi, inşa ettiğiniz bir kültür varsa bir sonraki kuşağa kalıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yaklaşık 27 yıldır Anadolu'yu gezen Akkor, kayıt altına alınmamış, Türk mutfak kültürünün önemli unsurlarını bir sonraki nesillere yazarak aktarmak istediğini dile getirdi.

Ömür Akkor, yeme-içmenin ilk merkezinin Anadolu olduğunu dile getirerek, Karahantepe'de 70 bin yıl önce yemek kaynatıldığının ispatlandığını aktardı.

Depremin 6. gününde Elbistan'da ücretsiz kafe, pastane ve yemek yeri mekanı "Yeniden Hayat Lokantası"nı açtıklarını aktaran usta şef, şu bilgileri verdi:

"Günde 12 bin kişi ağırlıyoruz. Dünkü yaptığımız kahve yaklaşık 3 tondu. Bu, ramazan sonuna kadar devam edecek. Seraf Restoran, ben, Şazeli, Viyana Kahvesi ve Katık Lokantası finanse ediyor. Bence bu yapılması gereken ve zorunda olduğumuz bir hareketti. Şunu da söyleyeyim siz maddi olarak bir yardım yaparsınız, siz kendiniz yatışıyorsunuz. Ben 40 gündür oradayım. Orada birinin elini tutup, yardım yaparsanız afetzedeyi yatıştırıyorsunuz. Benim üstüme düşen bir görevdi. Bayrama kadar oradayız. Büyük bir bayramlaşmayla Elbistan'dan ayrılacağız. Müthiş bir hayat deneyimiydi. Bir daha kimsenin başına gelmesin. Hayatımda en olgunlaştığım bir ay oldu."

Akkor, yaşadıklarının ardından "Elbistan Seyahatnamesi" kitabını kaleme alacağını belirterek, "Bu seyahatnamede Elbistan'ın güzellikleri haricinde, depreme nasıl hazırlanmamız gerektiğini, doğayla nasıl barışmamız gerektiğini yazacağım. Bunların hepsini anlamamız için doğayı korumamız gerekiyor." şeklinde konuştu.

FSUMMIT'te "Anadolu'da Zeytinyağı ve Mutfak Kültürünün Sürdürülebilirliği" konuşuldu

FSUMMIT'te "Anadolu'da Zeytinyağı ve Mutfak Kültürünün Sürdürülebilirliği" konuşuldu

FSUMMIT'te "Anadolu'da Zeytinyağı ve Mutfak Kültürünün Sürdürülebilirliği" konuşuldu

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 50 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler