Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: (1)

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: (1)

"Türkiye olarak talebimiz, terör örgütünün yöneticisi, elebaşı olan ve halen Türkiye'ye karşı terör faaliyetleri içerisinde bulunan Salih Müslüm'ün, aramızdaki hukuk gereği Türkiye'ye iade edilmesinin sağlanmasıdır"- "(Zeytin Dalı Harekatı) Özel harekatın

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin eski eş başkanı Salih Müslüm'ün Çekya'da gözaltına alınmasına ilişkin, "Türkiye olarak talebimiz, terör örgütünün yöneticisi, elebaşı olan ve halen Türkiye'ye karşı terör faaliyetleri içerisinde bulunan Salih Müslüm'ün, aramızdaki hukuk gereği Türkiye'ye iade edilmesinin sağlanmasıdır." dedi.

Bozdağ, NTV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin eski eş başkanı Müslüm'ün yakalanmasına yönelik değerlendirme yapan Bozdağ, Müslüm'ün Türkiye'de işlenen bazı suçlardan dolayı soruşturma kapsamındaki şüphelilerden biri olduğunu anımsattı.

Bozdağ, Salih Müslüm'ün hem Merasim Sokak'ta hem de Güvenpark'ta gerçekleştirilen terör saldırılarının şüphelilerinden biri olduğunu belirterek, hakkında kuvvetli deliller bulunduğunu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Müslüm hakkında soruşturma yürütüldüğünü ifade etti.

Hem Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hem de 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Müslüm hakkında verdiği yakalama kararları bulunduğunu bildiren Bozdağ, Müslüm'ün son Avrupa seyahati sırasında Çekya'ya uğradığı ve burada bir otelde kaldığına dair bilgilerin gelmesi üzerine, Türk Interpolü'nün Çekya Interpolü'nden talepte bulunduğunu aktardı.

Bozdağ, "Geçici olarak yakalanması ve geçici tutuklanması ve akabinde Türkiye'ye iadesi talebiyle bu talebini muhataplarına iletti. Onlar da gerekeni yaptılar, yakaladılar ve gözaltına aldılar. Daha sonra Türkiye'nin Prag Büyükelçisi bunu resmi kanaldan da, öbürü de resmi ama şifahi olarak yapılan bir talep, bu sefer açıkça, resmen bu konuda adım atılması talep edildi." diye konuştu.

Resmi tutuklama talebinin resmi olarak iletildiğine işaret eden Bozdağ, şunları söyledi:

"Bununla ilgili aramızdaki sözleşme gereği yapılması gereken usule ilişkin bazı işler var. Adalet Bakanlığının, geçici tutuklama talebini içeren ve arkasından iade talebini içeren dosyayı Çekya'ya iletmesi gerekiyor. Adalet Bakanlığı, elindeki dosya üzerinden hazırlıklarını tamamladı ve bu dosya dün itibarıyla Çekya adli makamlarına iletildi ve bugün de zannedersem Salih Müslüm Çekya'da yargı önüne çıkarılacak ve yargı bu konuda bir karar verecektir. Türkiye olarak bizim talebimiz, terör örgütünün yöneticisi olan, elebaşı olan ve halen Türkiye'ye karşı terör faaliyetleri içerisinde bulunan Salih Müslüm'ün, aramızdaki hukuk gereği Türkiye'ye iade edilmesinin sağlanmasıdır. Beklentimiz ve talebimiz o yöndedir. Bu konuyla ilgili görüşmeler de devam etmektedir. Umarız bugün olumlu bir karar çıkar."

Bozdağ, suçluların iadesine dair Avrupa Sözleşmesi'ne Türkiye ve Çekya'nın taraf olduğunu vurgulayarak, "Dolayısıyla her iki ülkeyi de bu bağlamaktadır. Aramızda suçluların iadesine ilişkin düzenlemeler de bu çerçevede uygulanacaktır. Çekya adli makamları Türkiye'nin taleplerini bu çerçevede değerlendirecek ve iade konusunda bir karar verecektir." dedi.

Mahkemenin saatinin ve Müslüm'ün hangi mahkemeye çıkarılacağının henüz belli olmadığını aktaran Bozdağ, "Ama bugün gün içerisinde mahkeme huzuruna çıkarılacağı ve bir karar verileceğine dair bilgimiz var. Çok hızlı bir şekilde mahkeme huzuruna çıkarılmış olması, son derece önemli." değerlendirmesinde bulundu.

- "Zeytin Dalı Harekatı'nı etkileyen bir karar değildir"

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin bir aylık ateşkes kararının, Türkiye'nin Afrin'de gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı'nı kapsayıp kapsamadığının sorulması üzerine Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:

"Kararı iyi okumak lazım. Kararın arkasından Dışişleri Bakanlığımızın yaptığı bir açıklama da var. Türkiye, bu kararı memnuniyetle karşıladığını ifade etti. Fakat, kararın kapsamı nedir, ne değildir, onu da iyi incelemek, kararı iyi okumak gerekir. Biz kararı okuduğumuzda, karar, bazı yerlerin ismini zikrederek bu ateşkesin kapsamı içerisinde olduğunu ifade ediyor. Rakka'dır ve bazı diğer yerleşim yerlerinin isimleri zikredilerek deniliyor ki 'Bunlar, bu ateşkesin kapsamındadır.' Bu ismi zikredilenler arasında Afrin yoktur."

Bozdağ, terör örgütü DEAŞ'ın da ateşkesin kapsamı dışında tutulduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin Afrin bölgesinde yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'nın hedefinde sadece PKK, KCK, PYD, YPG terör örgütleri yoktur. Aynı zamanda bunlarla beraber DEAŞ terör örgütü de vardır. Dolayısıyla, bu kararın istisnası içerisinde olduğunu biz değerlendiriyoruz. Bu açıdan da bu karar, bizim Zeytin Dalı Harekatı'mızı ve Afrin bölgesine yaptığımız askeri operasyonları etkilemez. Ayrıca bugüne kadar Zeytin Dalı Harekatı kapsamında tek bir sivil hayatını kaybetmediği gibi herhangi bir sivilin burnu dahi kanamamıştır. Orada bir insani yardım konusunda sıkışıklık, sıkıntı söz konusu da değildir. Herhangi bir insani dram da bugüne kadar olmamıştır, olması da söz konusu değildir. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri, orada çok net bir şekilde teröre ve teröristlere karşı mücadele yapmaktadır, sivilleri buradan ayırmaktadır."

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, sivillerin sağlık, gıda gibi ihtiyaçlarının giderilmesi için ulaşımın sağlanmasında da bölgede herhangi bir sorunun yaşanmadığını vurguladı.

Bozdağ, "Bu karar, Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı'nı etkileyen bir karar değildir." dedi.

- "Harekat, hedeflerine ulaşıncaya kadar devam edecek"

Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin son gelişmeleri paylaşan Bozdağ, "Zeytin Dalı Harekatı başladığı 20 Ocak'tan bugüne başarıyla, planlandığı gibi devam ediyor. 2 binin üzerinde çok sayıda terörist etkisiz hale getirildiği gibi teröristlere ait barınak, sığınak, tünel, araç ve gereç gibi pek çok hedef de imha edildi, pek çok mezra ve stratejik nokta ele geçirildi." bilgisini verdi.

Bozdağ, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ele geçirdiği yerlerde hayatın normale dönmesi için de gereken çalışmaların sürdürüldüğünü ifade ederek, "Bu harekat hedeflerine ulaşıncaya kadar devam edecektir. Bölgedeki terör örgütleri ve son terörist temizleninceye kadar, bölgede huzur, barış, güven ve istikrar yeniden tesis edilinceye kadar devam edecektir." diye konuştu.

Özel harekatın bölgeye gitmesinin, yaklaşan yeni mücadele için bir hazırlık olduğuna işaret eden Bozdağ, "Nedir o? Şu anda daha ziyade şehirlerden uzak ama köy, belde ve kırsalda olan alanlarda mücadele devam ediyor. Alan daraldıkça bu mücadele sivillerin olduğu alana doğru kayacaktır. Türkiye'nin hem hendek terörü sırasında meskun mahalde terörle etkin ve kararlı mücadelede tecrübesi var hem de Fırat Kalkanı Harekatı sırasında meskun mahalde sivillere zarar vermeden terörle etkin bir mücadele tecrübesi var." ifadelerini kullandı.

Şimdi meskun mahalde mücadele için hazırlık aşamasında bulunulduğunu kaydeden Bozdağ, şöyle dedi:

"Meskun mahale girdiği zaman, bunlar oradaki tecrübesiyle hareket edecek. Sivilleri koruma konusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin, dolayısıyla Türkiye'nin hassasiyeti gereği bunlar oradalar. Onun için bu konuda uzman olan, tecrübeli olan ve geçmişte pek çok operasyonlarda görev almış olan birliklerimizi, hem askerde hem polis hem jandarmada, onları bölgede kullanarak sivillere zarar vermeden ama bütün teröristleri etkisiz hale getirerek bu harekatın başarıyla hedefine ulaşması için çalışıyoruz. Bizim gönderdiğimiz özel harekatımız ve diğer görevlilerimizin tamamı sadece sivilleri korumak ve harekatı başarıyla sonuçlandırmak için oradalar."

- "Hava sahasının uçuşa kapatılması söz konusu değildir"

Bozdağ, hava harekatının devam edip etmediğinin sorulması üzerine de şu açıklamayı yaptı:

"Hava harekatında herhangi bir sorun yoktur. İhtiyaç duyulduğunda, gerektiğinde hava harekatı yapılmaktadır. Bu noktada bir sıkıntı yoktur. Hava sahasının uçuşa kapatılması diye herhangi bir şey söz konusu değildir. Tamamen, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, harekatı yürüten komuta kademesinin, arazideki şartlar ve gerekleri dikkate alarak yaptıkları bir tasarruftur. Eğer arazideki şartlar, bazı hedefler, bazı hareketlilikler var, bunlar Hava Kuvvetlerimizin kullanılmasını gerektiriyorsa, Hava Kuvvetlerimiz kullanılmaktadır. Bu noktada var olan, yaşanan bir sorun, sıkıntı yoktur."

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Sefer görev emri olanlar hazır olsun." ifadesinin hatırlatılması üzerine, şunları görüşlerini paylaştı:

"Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın o açıklamasının içerisinde şu da var, 'Ama şu anda buna ihtiyacım yok.' Yani, Afrin'e sefer görev emri olanların gitmesine şu anda ihtiyacımızın olmadığını da Sayın Cumhurbaşkanımız o konuşmasının içerisinde açıklıyor.

Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, bakanlarımızın olduğu programlarda Afrin gündeme geldiği zaman vatandaşlarımız 'Bizi de Afrin'e götür.' diyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, tabii bu desteklere teşekkür ve Afrin'e gitme isteklerine karşı da verdiği bir cevaptır. Kendi açıklamasının içinde olduğu gibi, şu anda sefer emri olanların bölgeye gitmesine ihtiyaç bulunmamaktır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi imkan ve kabiliyetleriyle bu harekatı Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi başarıyla tamamlamak güç ve kudretine sahiptir. Bizim duamıza ihtiyaçları var. Dua edelim, birliğimizi, dirliğimizi muhafaza edelim. Bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Allah'ın yardımı, muhafazası, izni; milletimizin dua ve desteğiyle kahraman Mehmetçiklerimiz, beklediğimiz sonuçları kısa sürede inşallah elde edecektir."

- "Temsilde adaleti zedelemez"

Bozdağ, seçim ittifakına ilişkin "temsilde adalet sorunu yaşanabileceğine" ilişkin eleştirileri değerlendirerek, "Temsilde adaleti zedelemez bu. Çünkü, temsilde adaleti de gözeten bir hazırlık yapıldı, bir formül ortaya kondu. Anayasa Komisyonu ve genel kurul görüşmelerinden sonra da bu yasalaşacaktır." dedi.

Bekir Bozdağ, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Eğer şöyle olsaydı, ittifak iki parti için şart, diğerleri için yasak olsaydı o zaman denilirdi ki 'İttifak imkanı getirildi ama AK Parti ve MHP için getirildi. Biz de böyle bir ittifak yapabilirdik, bizim önümüze engel konuldu.' Şu anda böyle bir durum var mı, yok. Zorunlu mu, değil. İsteyen parti, istediği partiyle ittifak yapabilir mi, yapabilir. Bir, iki, üç parti bir araya gelerek yapabilir mi, yapabilir. Parti sayısında da bir sınırlama söz konusu değildir. AK Parti ile MHP bir ittifak yapıyorsa, yasa imkan veriyor; diğer partiler de bu imkandan yararlanmak için ittifak yapabilir. Hem siz yasayla getirilen ittifak imkanından ve ittifaka katılanlar için baraj bakımından sağladığı kolaylıktan yararlanmak için ittifak yapmayacaksınız, sonra da kalkıp bu ittifaktan şikayet edeceksiniz. Bu, doğru bir şey değildir. Onun dışındaki partiler de şu anda ittifak yapabilirler.

Bu kapının herkese açık olduğunu söyledik. Yerli ve milli duruşu olan herkes bu kapıdan gelebilir ve bu kapıda birlikte olabiliriz. Cumhuriyet Halk Partisi ile de başka partiler ittifak yapabilir. Diğer partiler ayrıca kendi aralarında ittifak yapabilir. Bu bir imkandır, yasal zemindir. Bu yasal zeminde bu imkanı dileyen dilediği şekilde kullanır. Burada iradeleri engelleyen bir şey kesinlikle yoktur."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 119 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler